"Neden Geldim Amerika'ya?": Şarkılarda gizli göç hikayeleri

Göç etmek… göç ettirilmek… Her yerde bir göç hikayesi buluruz. Büyükannemizin konuştuğu başka bir dilde, yediğimiz meyvenin, içtiğimiz kahvenin anayurdunda, giydiğimiz kıyafetin yapımındaki emekte…

Göç bazen umut doludur. Bulunduğunuz şartlardan daha iyilerine gideceğini düşünerek bir yola çıkarsınız, hazırlıklısınızdır, kalacağınız yer, yapacağınız iş, sizi orada karşılayacaklar bellidir. Fakat bazen zorunda kalırsınız, zorlanırsınız gitmeye. Birileri yerinizi yurdunuzu güvenleştirdikten sonra sizlerin güvenliğinizi öne sürerek sizi uzaklaştırır doğdunuz, büyüdüğünüz yerden. Nereye gideceğinizi bilemediğiniz bir yola çıkarsınız, çaresizlik, pişmanlık, geride bırakılanların acısı ve gelecekte sizi bekleyenlerin bilinmezliğiyle…

Tüm bu hisler elbette müziğe de yansımıştır. Halk türkülerinde, arabesk müzikte sıkça karşımıza çıkan göç hikayeleri vardır. Çok aşina olduğumuz bir türkü şunu sorar örneğin: “Neden geldim İstanbul’a?” Erkan Oğur’dan dinlediğimiz bu türkü neden yerini yurdunu bırakıp da bu koca memlekete geldiğini, nasıl bu koca memlekette yersizyurtsuzlaştığını sorgulatır insana. Bir de Erkan Oğur’un yanık sesi eklenince işin içine göçmenin, göç ettirilmenin karmaşıklığını, pişmanlığını, içinizde hissedersiniz.



Aynı türkü ama başka bir ses ise şöyle sorar soruyu: “Neden geldim Amerika’ya?” Çok uzaklardan gelen bu ses Aşil Pulos’a aittir. Erkan Oğur bir röportajında (1) bu bestenin “Harput’tan Amerika’ya göç eden Elazığlı bir Ermeni vatandaşımızın” olduğunu söylese de, Aşil Pulos Osmanlı’nın son yıllarında Amerika’ya göç eden bir Rum’dur (2). Türkünün sözleri değiştirilmemiş hali ise şöyledir:

Neden geldim Amerika'ya
tutuldam kaldım avare
şimdi bin kere pişmanım
fakat geçti ah ne çare
ahh gelmez olaydım
ahh görmez olaydım
tek seni şirin amerika
görmez olaydım, gelmez olaydım.

Bandırma'nın kış denizi
gemileri dizi dizi
merhametsiz insafın yok mu?
niçin mahzun ettin sen bizi
ahh kaçmaz olaydım
ahh aşmaz olaydım
tek seni cilveli bandırma
kaçmaz olaydım
aşmaz olaydım


Türkünün sözlerinden anlaşıldığı kadarıyla Aşil Pulos Harputlu değil, Bandırmalı’dır. Hayatı hakkında çok bilgi edinemesek de elliye yakın kaydı şu arşivlerde yer almaktadır. Bu şarkıya katkısı olanlardan biri de Ermeni sanatçı  Marko Melkon’dur. Gerçek adı Melkon Alemşeryan olan ud sanatçısı askere çağrıldıktan sonra savaşı hiç eksilmeyen bir yerde orduya katılmak istemediği için İzmir’den Atina’ya göçer ve burada Aşil’le tanışır. Amerika’da Osmanlı gece hayatının en bilinen isimlerinden olurlar. (3)

Bestekarının hikayesi belirsiz, şarkının sözleri yıllar içinde farklı şekillerde yorumlanmış olsa da, Aşilos’un bu şarkısı bir göç şarkısı haline dönüşmüş ve yıllardır süregelen göçlerin, göç ettirilmelerin hikayesini en derinden anlatmaktadır. Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin ve pek çok topluluğun neden “kaçtıklarını” ve memleketlerini “aştıktan” sonra neler hissettiklerini anlamak için bazen şarkılara, türkülere bakmak gerekir. Belki de, yaşadığımız şu koca göçmen kampında (4) göçü anlamak için Aşilos gibi “merhametsiz insafın yok mu? Niçin mahzun ettin sen bizi?” diye sormaya devam etmeliyiz.

* Aşil Poulos’un hayatıyla ilgili yeterince bilgi sahibi olmayan yalnızca biz değil, torunu Stacy Poulos’tur da. Açtığı website ve Facebook sayfası üzerinden büyükbabasıyla ilgili bilgi toplamaya ve paylaşmaya çalışmaktadır. Poulos’un çalışmasını desteklemek için Facebook sayfasından ona ulaşabilirsiniz.


(1)  Aksiyon dergisi, 22 temmuz 1995



Yorumlar

Popüler Yayınlar